28 Haziran 2013 Cuma

KALÛ BELÂ


cemil aydın


Emsali olmayan hikayelere sahip olamayacağını öğrettiğinde hayat,kalemini ait olduğu yere, sağ baş parmağı ile işaret parmağının arasına aldı. Görevi büyüktü ve büyük harfle başladı büyük olana büyüklüğünü göstermek için. Bezm-i elestte bağışlanan harflerle, orada kulağına fısıldanan hikayesini yazacaktı. Yapacağı tek şey hatırlamaktı. Hatırlamak için yazacaktı. Yazdıkça hatırlayacaktı. Dönüp geriye bakamayacağı bir hayattansa her okuyuşta farklı farklı kaderlerin olacağı bir hayat istiyordu. Her nefis sahibi gibi bu hayatı paylaşmak istiyordu. Hayat öyle bir azıktı ki paylaştıkça hatta çoğunu verip azını kendine bıraktıkça doyuruyordu. Düzenin tersine almayı değil, vermeyi öğütlüyordu.

Zor bir hikayeydi bu...

Yazdıkça uzak olana yakınlaştığımız, yakınken uzak kaldığımız bir hikayeydi.

Cazibesi zor olmasındaydı.

Zor bir hikayeydi bu...

Emanet nefeslerimizi kafesinde rahat durmayan kalbimizin iradesine verip hayata kelimeler bağışlayarak emaneti "Emin" olanın yolundan teslim etmeyi gerektiriyordu.

Öğrenmek için yazacaktı. Yazdıkça öğrenecekti. Mutlak olanı aramanın hevesindeyken sonucuna hayat verilecek tek eylemi bulamamanın eşiğindeyken düşünüyordu. Bulmak beraberinde sonuca ulaşmanın hazzını getirse de aramanın heyecanını ; sebepsiz,masum endişesini götürüyordu beraberinde. Tüketilen onca çabaya rağmen aramanın yoluna baş koyuyordu. Biliyordu ki çoğu zaman aramak bulmaktan yeğdir.

Zor bir hikayeydi bu...

Sırlı kelime neydi? Kulağımıza fısıldanan o hoş nağmeler neydi? O efsunlu anın cezbesinde duyunca bizi sarhoşa çeviren, kalplerimize aşkın özünün damıtıldığı o gün, kendimizden taştığımızda her insan gibi verdiğimiz söz neydi?

Aklımıza gelmeyişi bulmaktan kaçışımız mı? Bulmayı aramaya tercih ederek mutlak olana, güzel olana gitmek isteyişimiz bir bahaneden öteye geçmeyecek mi? Ve biz dünya denen bu hayatın sahteliğinde mi güzelleşeceğiz? Bunca çabamız cesaret fakiri bir yüreği sunmak mı sadece? Beklemek mi hikayemizin temâsı yoksa çabalamak mı?

Çabalamak...

Aczin ve coşkunun bir arada doruğa çıktığı o anda şiddetli bir baş dönmesi başladı. Kulakları uğuldadı. Kelimeler sardı her tarafını. Beklemenin aczinden vazgeçip çabalamaya karar verdiği an hatırladı ahdini:


Kalû... Belâ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder