11 Ocak 2016 Pazartesi

GURBETTE ASGARİ FASIL



cemil aydın


gece faslı

Öyle bir yalnızlık ki
Kalakaldım öylece

Oysa özlüyordum rutubetli evimde
Hamam böceklerini, örümcekleri kovalamayı
Taşıyordum yorganları, yastıkları
Isınan tek odasına evimin

Özlüyordum
Öyle bir yalnızlık bu


sabah faslı

Neydi o dalıp gitmeler gece yarılarında
Karanlığa diklenmeler
Gece lambalarına kur yapmalar

Duvara dönmüştüm yüzümü
Ev dikmişti gözlerini üstüme
Gece bekçisi gibi

Uyku eşitlikti
Ben adil değildim uyumadım
Eşitlik bozuldu
Uykusuzum, gözlerim kan çanağı

Sular acele dökülüyor yüzümden
Yollar aceleyle kısalıyor
Gün doğuyor aceleyle
Sancısı bana düşüyor


öğle faslı

Öğlen paydos var
Susalım



 ikindi faslı

Biliyorum hiç bitmeyecek bugün
Güneş batmayacak birkaç ay

Sırtımda ter, avuçlarımda kıymık
Yüzümde esmer bir yorgunluk
Bir buyruğa amade bekleyiş gözlerimde

Tuvaletler sığınak oluyor
Suların soğukluğu eğliyor vakti
Su şişesi ve tiner şişesinin karışma ihtimaliyle
Oyalanıyorum şimdi
Nasıl olsa güneş batmayacak birkaç ay


akşam faslı

Heba olmasaydı şu akşamlarım
Anlatmasaydım her iş dönüşünde
Nasıl baba olduğumu
Yorgun heyecanımla yollara

Gülmek yakışıyor muydu yüzüme hala
Terk edilmiş bir akşam sofrasında
Kendi halinde akşam yemeğini yerken

Üçlü koltuğa uzandığımda
Uyku ansızın geliyor ölüm gibi
Çocuklarımı özlerken
Öleceğim galiba


9 Ocak 2016 Cumartesi

ÖLÜM



cemil aydın


ölüme kadar

paylaşınca azalıyor acılar
ömrümle birlikte


ölüme doğru

ben eksiliyorum günden güne
çoğalan ne varsa sen oradasın
buluşmamız imkansız
kendimi kaybetmeden


ölüm

geç kalmış bir pişmanlıktı
kıyamet
biraz da
unutmasıydı insanın
insana muhtaçlığını
ve hatırlaması
dönüşsüz bir zamanda