16 Temmuz 2013 Salı

ORUÇLA BÜYÜYEN ÇOCUKLAR


cemil aydın


Ramazan ayının gözde muhabbetlerindendir: Çocukluğumuzun Ramazanları. Bilhassa ilk oruç macerası. İlk orucun heyecanı.Hatırlayın oruçla tanıştığınız o günleri. Annenizin, babanızın gecenin bir yarısı sizi yemek yemeye kaldırdığı o günleri... İsmine sahur denilen vakti uykulu gözlerle karşıladığımız ilk gün, biraz da büyüklüğe adım attığımız ilk gün değil midir? Orucun bir kuş yakalamak kadar zor olduğunu bildiğimiz ama "Ben bugün oruç tuttum." cümlesinin gururuna susadığımız zamanlar, çocukluktan sıyrılmaya çalıştığımız zamanlar değil midir?

Sezai Karakoç, Samanyolunda Ziyafet kitabındaki Oruç ve Çocuk yazısında bu konuya eğiliyor :       "Orucun tutuluşu ona ilkin kaçtığını hatırlatır ve bundan orucun bir kuş,bir horoz veya bir güvercin olduğunu sanır." Henüz mücerret( soyut) düşünemeyen çocuğun şemaları somut plandadır. Orucu tam olarak kavrayamamıştır ancak onun belli şartlarda tutulduğunu, belli şartlarda kaçtığını sezinlemiştir. Çocuğun oruç tutmayı kuş tutmaya benzer görmesi Karakoç'a göre pek de şaşılacak bir şey değildir: "Aslında çocuk pek de yanlışlık yapmamıştır. Çünkü oruç,içimizden kafasını çıkarıp şu yokluk çöplüğünü altın tüyleriyle şereflendiren ve sonsuz üstün sesiyle yüreğin gecesini sona erdiren bir kırmızı horozdur. İnançların üstünde pırr... diye uçan bir güvercindir. Ve oruç tutmak, insan yüreğini canlı, cıvıl cıvıl sesli kuşlarla doldurmak değil midir? O kuşlar ki adeta gökyüzüyle beslenir ve gökyüzünü örtünürler."

Çocuk büyüklüğünü belgelemek ister. Bu yolda bir vasıtadır oruç. Çocuk, büyüklerinin yaptığı gibi yemek yemez,su içmez. Fakat henüz orucu tam tutamaz. Bazı günler ancak öğleye kadar tutabilir. Böyle böyle oruç tutmaya alıştırılır. Gün gelir tam manasıyla ilk orucunu tutar. Bunu başardığı gün omuzlarda taşınır, hediyelere boğulur.

Sezai Karakoç orucun çocukta dünyevi olarak algılanışını betimledikten sonra ilahi planda orucun çocuktaki tesirini şöyle betimler: "Öte yandan o, kendisinden bir süre yemek yememesini, su içmemesini isteyen bir buyruğun geldiğinin farkındadır. Bu buyruk nereden gelmektedir? Bunu düşündüğü zaman, büyük bir heyecan kaplar içini: kutsal korku,kutsal sevgi,kutsal heyecan. İşte ona o vakit, soruları hep öteye çevirdiği anda, ölümün, doğuşun ne olduğunu sormaya başladığı dönemde Allah'ı öğretirler.

Ramazan böylece çocuğun ilahi tekamülünü sağlayan bir mektep olur onun için. Her yıl onu biraz daha öteye yaklaştırır. Ötenin bakışıyla eşyayı inceleyen, ötenin bakışıyla dünyayı anlamlandıran çocuk için Ramazan ayı ona artık bir muştudur. Rabbine onu yaklaştıran Ramazan ona sevinç getirir.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder