gece faslı
Öyle bir
yalnızlık ki
Kalakaldım
öylece
Oysa
özlüyordum rutubetli evimde
Hamam böceklerini,
örümcekleri kovalamayı
Taşıyordum yorganları,
yastıkları
Isınan tek
odasına evimin
Özlüyordum
Öyle bir
yalnızlık bu
sabah faslı
Neydi o
dalıp gitmeler gece yarılarında
Karanlığa
diklenmeler
Gece
lambalarına kur yapmalar
Duvara
dönmüştüm yüzümü
Ev dikmişti gözlerini üstüme
Gece bekçisi
gibi
Uyku
eşitlikti
Ben adil
değildim uyumadım
Eşitlik
bozuldu
Uykusuzum, gözlerim kan çanağı
Sular acele
dökülüyor yüzümden
Yollar aceleyle
kısalıyor
Gün doğuyor
aceleyle
Sancısı bana
düşüyor
öğle faslı
Öğlen paydos
var
Susalım
Biliyorum
hiç bitmeyecek bugün
Güneş
batmayacak birkaç ay
Sırtımda ter,
avuçlarımda kıymık
Yüzümde
esmer bir yorgunluk
Bir buyruğa
amade bekleyiş gözlerimde
Tuvaletler
sığınak oluyor
Suların
soğukluğu eğliyor vakti
Su şişesi ve
tiner şişesinin karışma ihtimaliyle
Oyalanıyorum
şimdi
Nasıl olsa
güneş batmayacak birkaç ay
akşam faslı
Heba olmasaydı
şu akşamlarım
Anlatmasaydım
her iş dönüşünde
Nasıl baba
olduğumu
Yorgun
heyecanımla yollara
Gülmek
yakışıyor muydu yüzüme hala
Terk edilmiş
bir akşam sofrasında
Kendi
halinde akşam yemeğini yerken
Üçlü koltuğa
uzandığımda
Uyku ansızın
geliyor ölüm gibi
Çocuklarımı özlerken
Öleceğim
galiba