adnan sayım
Bir çağ bir çağ, en nihayetinde
Ağzıma gül diken bir çağdan ne beklenir
Yorucu atlarla soluk soluğa atılan her adım
Nefesimle ördüğüm bu mevki
Kunduralarımın eskidiği belki
Çok konuştum haylice susmadan
Terimde kaç sipahi boğuldu
Unutmadım ne karanlığı
Ne de gövdemden yırtılan haykırışları
Bu cemaat ne yapıyor böyle
Selamlar neden hep giderayak verilmekte
Toprakla canhıraş bu cemaat bu
Bu müstehzi topluluk bu
Kalanlar gidenlere yar olmadı mı hiç
Kapılara gem vuruldu, oyalar söküldü
Kadınlar, kadınlara el konuldu
Yüzüme yüz bin asır sürüldü
Kan yaktı gün batımlarını ve gökteki şu
Güneş de uçmaz mı
Camlar, damar damar üstüme yürümekte
Kesilmiş yollar bittiğinde
Bittiğinde bu kokuşmuş rapsodi
Bu kalbe toz duman az dostlarım
Kuşatsın topuklarıyla bahtımı
Ta ki ben ezeli ebede nam kılana kadar
Beynimden yükselen bu lafazan
Çığırtmalar yığılsın üstüme
Kırdığım kafatasları kadar
Kaçınca köpüklü rüyalardan kaçınca
Ellerim bu meseli bir çırpıda irkiltsin
Meteor yangını akşamlar ve dirsek
Çarpınca demire küller yeniden alevlensin
Şimşek bir adıma denk gelen her gövdeye
Her cinayete her kündeye devrilsin
Ve şişsin billurdan hüzün kesem
Künyemde bilinmekte olanların yazıldığı kadar
Patlasın göz kapaklarım
Sanki sabaha çıkacak kadar
Elveda tunçtan diyarlar, elveda
Bir gemiden sarkıttığım nice halatlar
Evlerde kanattığım yaralarıma boş odalar
Elveda gururumdan yonttuğum boyutsuz rahatlar, elveda!
Bu şiir 2 Şubat 2013'te okumakayricaliktir.net sitesinde yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder